17 °c

"Yeni Bir Sinemaya Doğru" söyleşisi

İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığınca düzenlenen "Yeni Bir Sinemaya Doğru" söyleşisinde, Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı" filmi konuşuldu. İBB Atatürk Kitaplığı'nda gerçekleşen etkinlikte konuşan yönetmen Faysal Soysal, Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı" filminin suret meselesini konu edinen bir Türk filmi olduğunu söyledi.Toplum...

Kültür-Sanat Haberi
Yeni Bir Sinemaya Doğru söyleşisi
"Yeni Bir Sinemaya Doğru" söyleşisi

İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığınca düzenlenen "Yeni Bir Sinemaya Doğru" söyleşisinde, Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı" filmi konuşuldu.

İBB Atatürk Kitaplığı'nda gerçekleşen etkinlikte konuşan yönetmen Faysal Soysal, Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı" filminin suret meselesini konu edinen bir Türk filmi olduğunu söyledi.

Toplum tarafından hızla kabul görülen eserlerin büyük bir sanat eseri olmaktan uzak olduğunu ifade eden Soysal, büyük sanatçılar eser ürettiğinde toplum tarafından ilk anda kabul görmediğini, geleneğe ters gibi görünse de farklı eserlerin zamanla gelenek içerisinde yer tuttuğunu aktardı.

Soysal, "O dönemde Türkiye'de 59 sinema var. Hiçbir sinema, filmi gösteremiyor. Zaten film 5 kişiyle zor şartlarda çekilmiş bir film. Alışılmış olanın dışına çıkarak muazzam bir iş başarıyor Metin Erksan. Belki de en özgür olduğu film bu diyebiliriz. Film sadece Kartaca Film Festivali'nde yarışma dışı gösteriliyor. Eleştirmenlerin dikkatini çekiyor." dedi.

Eleştirmen Hasanali Yıldırım ise Cumhuriyet döneminde Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" romanı yayınlandığında yakın arkadaşlarının dahi beğenmediğini ve tıpkı bunun gibi "Sevmek Zamanı" filminin de döneminde anlaşılamadığını, ağır eleştiriler aldığını ancak günümüzde gençlerin "Kürk Mantolu Madonna" romanına gösterdiği rağbetin ise manidar olduğunu belirtti.

Yıldırım, "Sevmek Zamanı' filmi kendi dönemine erken gelmiştir. O dönemin skalasına, çapına aykırı bir yüksek sıçrama gerçekleştirmiştir. Metin Erksan, Türk sinemasında, köy gerçekçiliği ve toplumsal gerçekçilik şeklinde devam eden niteliksiz bir dönemde aykırı bir film yaptı. Aykırı, beklenmedik bir şok etkisi oluşturdu. Anlaşılmayı bırakın, ağır bir şekilde eleştiri aldı." şeklinde konuştu.

Filmin toplumsal bir karşılık bulamadığı için gösterime girmediğini belirten Yıldırım, yıllar sonra ise Türk sinemasında çok başka bir kırılma oluşturduğunu, bütün toplumlarda yeniye olan tepkiyle bu filmin karşılaştığını ifade etti.

Sıradaki Haber