Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Portekiz kanalı RTP'ye verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Şu anda ben Amerika’nın PYD’ye ve YPG’ye yaklaşım tarzını hiç şık bulmuyorum. Çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Kaldı ki, Amerika’nın askerleri, subayları bu terör örgütüyle beraber hareket ediyorlar. Amerika bunlara çok ciddi miktarda ne yazık ki silah vermiştir. Bunların içinde ağır silahlar vardır, hafif silahlar vardır, miktarı çok çok fazla" dedi.
Erdoğan, geçen ay ki ziyaretinde Başkan Donald Trump'a yaptığı uyarılara rağmen ABD'nin Rakka operasyonunu PYD/PKK ile gerçekleştirmekte ısrar ettiğini söyledi.
"Anlıyorum ki, bunlarla el ele, kol kola olduklarına göre demek ki (terör örgütü olarak) kabul etmiyorlar ve şu anda terörist örgütle işbirliği halinde Rakka’ya giriyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz kendisine diyoruz ki, gelin bunu beraber yapalım. Bir terör örgütüyle bunu niye yapıyorsunuz? Amerika gibi güçlü bir devlete bir terör örgütüyle beraber hareket etmek yakışır mı? Bunu kendilerine söyledik ve bunu kabul etmemiz mümkün değil. Ama baktık ki ısrarlılar, bize düşen de hayırlı olsun dedik, o kadar. Ama şunu da söyledik: Eğer ülkemize en ufak bir taciz olacak olursa biz kimseyle bunu danışmayız, konuşmayız, gereğini de yaparız."
'KOBANİ'YE NİYE GİRİYORSUNUZ?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Halep'in PYD/PKK kontrolündeki Kobani (Ayn el-Arab) ilçesinde inşa ettiği havaalanına değinerek, "Bu havaalanının inşasıyla birlikte tabi oraya yarın uçaklarını da indiriyor. İndirecek. Onunla da oraya yerleşecek. İnsana sormazlar mı, siz bunları niye yapıyorsunuz, niye buralara giriyorsunuz?" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'nin hala Avrupa Birliği"ne üye olup olmak istemediğiyle ilgili bir soruya, Avrupa Birliği’ne fiili olarak 1959 yılında başvurulduğunu, 1963'te resmi başvurunun yapıldığını ve 1963’ten bu yana yaklaşık 54 yıl geçmesine karşın hala AB kapısında bekletildiğini belirterek, "Bu kadar uzun süre Avrupa Birliği kapasında bekletilen bir başka ülke yoktur. Ve o günden bugüne de sadece 14 faslın içerisinde bir faslın aç-kapası yapılmıştır, diğer fasıllarda açma var, kapama yoktur, ki bu uygulamalarda da aslında olmayan bir şeydi, bunu sadece Türkiye’ye karşı ne yazık ki Avrupa Birliği uyguladı" dedi.
'ASTANA'DA BERABER ÇALIŞALIM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın "İran Ortadoğu'yu dengesizleştiriyor" söylemiyle ilgili fikrinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Şu anda biz Suriye’de Rusya-İran-Türkiye olarak Astana’da beraber çalıştık. Amerika’ya da çağrı yaptık 'gelin beraber çalışalım' diye. Amerika büyükelçisi de bu çalışmaya katıldı. Bizler üst düzeyde bu çalışmaları yaptık ve Astana süreci devam ediyor. Bu tabi Cenevre’ye bir alternatif süreç değil. Ama Suriye sorununu çözmeye yönelik bir adımdır. Bu konuya ilgili olarak Rusya-İran-Türkiye 3’lü mekanizması çalışmalarını sürdürüyor. Biz de diyoruz ki, Amerika da burada yerini alsın. Suudi Arabistan da burada yerini alsın. Beraber bu çalışmaları sürdürelim."
Türkiye'nin bölgede İran'la ayrı düştüğü konuların yanı sıra ortaklık yaptığı konular da olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bütün mesele, bunları masada oturarak, görüşerek süratle en ideal biçimde diyelim ki bir Suriye, bir Irak sorununu nasıl çözeriz? Çünkü bölgede şimdi siz İran’sız bir Irak meselesini çözemezsiniz. Bu görüşmelerde İran’ın da bulunması gerekiyor. Suriye’ye gelince, orada da yine İran’ı bu işin dışında tutmak bu işin çözümüne fayda getirmez. Nitekim rejim İran’la çalışıyor mu? Çalışıyor. İran’ın mezhebi noktadaki yayılmacılığında Suriye bir alan mıdır? Bir alandır. Irak bir alan mıdır? Alandır. Ama ben bu yayılmacılığı mezhebi yayılmacılıktan öte bir Pers yayılmacılığı olarak görüyorum. Ve bu Pers yayılmacılığını da tabii doğru bulmadığımı özellikle ifade etmem gerekir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, terör örgütlerinin İslam'la anılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek şöyle konuştu:
"Şimdi bu saydığınız bir defa örgütler birer terör örgütü. Bunları kesinlikle İslam’la yan yana getirmeyin. İslam’la bunların yakından, uzaktan alakası yok. DEAŞ, kesinlikle bir terör örgütüdür, İslam’la alakası yoktur. El Kaide aynen bu şekildedir. Bölgede şu anda terör örgütleri kaynıyor. Biz bir Müslüman olarak bir defa terörün her türüne karşıyız. Terörün her türüne karşı olan samimi bir Müslümanın teröristlerle yan yana konmasını kabul etmemiz mümkün değil. Mesela son zamanlarda Avrupa’da veya farklı yerlerde İslami terör ifadesi kullanılıyor; kesinlikle böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Kimsenin böyle bir ifade kullanmaya da hakkı yoktur. Çünkü İslam, kelime itibariyle, anlamı itibariyle bir barış dinidir."
İslam'ı terörle bağdaştırma hatasına Batılı ülkelerin de düştüğünü dile getiren Erdoğan, "Ne demek İslami terör? Anlamı itibariyle barış olan İslam’a terörü nasıl yakıştırırsınız? Biz Hristiyani terör diyor muyuz? Demiyoruz. Semavi dinlerin hiçbirine böyle bir şeyi biz bugüne kadar yakıştırmadık. Böyle bir şeyi de yakıştıramayız. " dedi.anlatamaz ve bu İslam’a çalınmış bir kara leke olur."
"(Katar'a) Çok ciddi bir kumpas görüyorum ve bu şık değil"
Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krizle ilgili soruya Erdoğan, şöyle yanıt verdi:
"Katar bizim, yani benim 15 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığım döneminde yakından, çok iyi tanıdığım bir ülke. Ve şu anda Katar’a yapılan uygulamanın doğru olmadığını görüyorum. Katar’a yapılan bir başka ülkeye olduğu zaman biz orada da o ülkelerin yanında hep yer aldık. Yani bir taraftan gıda ambargosuydu, bir taraftan ne bileyim başka türlü ambargolardı vesaire.. Bunların hiçbirini kabul etmedik. Bir defa şu ana kadar ben çok değişik ülkelerle de buna yönelik telefon görüşmeleri yaptım, 15’i falan buldu ve onlara bu konuyu tabii ki anlatıyorum. Ve burada aslında çok ciddi bir kumpas görüyorum ve bu şık değil. Katar, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedir. Şu anda ona karşı böyle bir hareketi, yaptırımı uygulayanlar da Müslüman. Müslüman Müslümanla, hele hele böyle bir Ramazan ayında böyle bir yaptırıma gitmemesi gerekir, bunu bizim diyalog yoluyla çözmemiz gerekirdi. Şu anda da biz istiyoruz ki bayrama kadar diyalog yoluyla bu çözülsün, gayretlerimiz bunun için. Bu konuda Suudi Arabistan Kralı Hadim-ül Haremeyn Şerifeyn burada bu adımı atabilir. Ve en büyüğü olması hasebiyle de Körfezin, hele hele Körfez İşbirliği Konseyinin bu konuda atacağı bir adımla bu iş çözülür. Ve şu mübarek Ramazan ayında Suudi Arabistan’a bana göre yakışan da budur. Temenni ederim ki bayrama kadar bu iş çözülsün ve Suudi Arabistan burada büyüklüğünü ortaya koysun."
'OTORİTER DEĞİLİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Batılı ülkelerin Türkiye'de demokratik değerlerin çiğnendiği yönündeki eleştirileri hatırlatılarak yöneltilen "Türkiye'de otoriter bir rejim mi ortaya çıkıyor?" şeklindeki soruya "Bir defa, Türkiye'yi otoriter bir rejim olarak değerlendirenler, özellikle Türkiye'ye karşı saygısızlık yapıyorlar. Önce Türkiye'ye saygı duymasını öğrensinler" yanıtını verdi.
15 Temmuz gecesi ordu içindeki FETÖ'cü kesimin askeri kılık kıyafete bürünerek darbe girişiminde bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O darbe girişiminden sonra Türkiye'yi arayıp Türkiye'deki bu darbe girişiminden dolayı üzüntülerini bize belli etmeyenlerin, 'Türkiye böyle bir totaliter bir yapıya doğru mu gidiyor' gibi yaklaşımlarını kabullenmemiz bizim mümkün değil, kim olursa olsun." dedi.
Darbe girişiminde bulunan askerlerin birçoğunun Yunanistan ve Almanya'da bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hatta hatta şu anda NATO'da olup da maalesef oraya sığınanlar var. Şimdi bunu neyle izah edeceğiz? Darbenin içinde darbeci subay veya general bakıyorsunuz kaçıyor, bizim NATO'da beraber olduğumuz ülkelere sığınıyorlar. Mesela işte şu anda 10'u aşkın Yunanistan'da var ve bize söyledikleri ne biliyor musunuz? 'Artık bu yargıda, yargıya biz müdahale edemeyiz.' Böyle bir saçmalık olur mu? İdari bir karar uygularsın, işi bitirirsin. Niye? Bunlar darbeci. Sen teröristi niye savunuyorsun? Bu bir terörist, böyle bir teröristi bu ülkenin ne yapması lazım? Suçluların iadesi anlaşması da aramızda olduğuna göre, sen bunu bizlere göndermen gerekir, bize vermen gerekir. Bize ver biz yargılayalım, sen niye yargılıyorsun? O zaman biz sizlerle suçluların iadesi anlaşmasını niye yaptık? Yani bunu bir defa bizim çok iyi değerlendirmemiz lazım. Maalesef buna yaklaşmıyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor. Türkiye medenidir, Türkiye uluslararası hukuka riayet eden bir ülkedir ve bizim bu yakıştırmalara kesinlikle taviz verme gibi de bir derdimiz yoktur."
'İCAZET ALMAYACAĞIZ'
FETÖ'nün askeriyenin, polisin, yargının, devletin bütün kurumlarının içine sızdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi olağanüstü hal ile biz bunun hesabını soruyoruz ve biz bu temizlik harekatını yapacağız. Bunun için de bir yerlerden icazet almayacağız. 'Yapalım mı, yapmayalım mı' sormayacağız. Bizim kendi hukuk sistemimiz var ya, onların da kendilerine göre hukuk sistemi var. Avrupa'da bize ne diyor Avrupalı? Hukuk diyor. Şimdi FETÖ'yü biz Amerika'dan istiyoruz, Amerika vermiyor. Niye vermiyor? Bakın terörist başı Amerika'da, 400 dönümlük bir arazi ona tahsis edilmiş veya satılmış, bizi enterese etmez ve sadece yılda 750 milyon dolar 'charter school'lardan elde ettiği para, fazlası var azı yok Amerika'dan. Bu gerçekler ortada. Böyle bir adamı biz Amerika gibi bir ülkeden istiyoruz, Amerika hala işte 'yargı' diyor bize. Bize 'yargı' diyenler kusura bakmasınlar, onlar da bizim yargımıza saygı duysunlar. Yapılan iş bu. Biz kabile devleti değiliz, biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz, 80 milyon nüfusumuz var bizim."