17 °c

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı:

RİZE (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başkanlık sistemine ilişkin, "Bu alana ilişkin çalışmalar başlatılmış ve belli bir düzeye kadar da gelmiş. Önümüzdeki günlerde tekrar oturup yeni yönetimle birlikte bir takvimi belirleyeceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.Çeşitli programlara katılmak üzere Rize'ye gelen Yazıcı, AK Parti Rize İl Başkanlığı...

Politika Haberi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı:

RİZE (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başkanlık sistemine ilişkin, "Bu alana ilişkin çalışmalar başlatılmış ve belli bir düzeye kadar da gelmiş. Önümüzdeki günlerde tekrar oturup yeni yönetimle birlikte bir takvimi belirleyeceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere Rize'ye gelen Yazıcı, AK Parti Rize İl Başkanlığı tarafından bir restoranda düzenlenen iftara katıldı.

İftarın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı, bir basın mensubunun Bülent Arınç'ın "Bu parti Tayyip'in partisi değildir. Bu parti milletin bize bir emanetidir, hepimizin partisidir. Bir kişinin şahsi mameleği haline getirilemez" sözlerini hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

"Siyasete giren insan birlikte ekip halinde siyaset yapacağız diye bir partinin tüzüğünü ve programı kabul ederek oraya dahil olan kişi aynı zamanda hak ve özgürlüğün kendi rızasıyla sınırlayan adam demektir. Elbette partinin kurullarının çalışmaları kapsamında organları içerisinde programında, tüzüğünde aldığı kararlarla belirlediği siyasi hedefler var. Bu hedeflerin başarıya ulaşması için bir partili olarak katkı verirsin. O hedefe ulaşmada eksik gördüğün hususlar varsa bunları eleştirirsin ve karşı öneri getirirsin. Bu demokratik olmanın bir gereği. Bizim partimiz de böyle çalışır. Kurulduğumuz günden bu yana kollektif akıl ve erdemli topluluk diyerek yola çıktık. Bizde süreçlerle dış kamuoyunun tahmin etmediği kadar partinin yetkili kurullarında tartışılır. Başlangıçta önerilerin tersine başka bir şekilde bir uygulama ortaya çıkabilir. Çıktığı ve örnekleri de vardır."

Yazıcı, Bülent Arınç'ın partide değişik pozisyonlarda görev alan bir arkadaşları olduğunu belirterek, "Partiyle ilgili söylediklerinin bir kazanım sağlaması gerekir. Partimiz ve özellikle liderimizle alakalı söylediğinin hiç kimseye katkısı ve kazanımı yok. İçeriği itibari ile de doğru değil. Doğru olmayan şeyleri söylemenin de bir anlamı yok. 'Parti Recep Tayyip Erdoğan'ın partisidir' söyleminden hareketle 'hayır öyle değil' demenin bir anlamı yok. Kamuoyu bunu nasıl algılıyor. Bu algılananın ifadesini başka türlü çevirmenin bir manası yok. Onun partisi demek, onun şirketidir, isteyene iş verir isteyeni çıkartır anlamında değil" diye konuştu.

AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüyüşünde ve güzergahında onun duruşuyla şekillenmiş bir parti olduğunu ifade eden Yazıcı, şöyle devam etti:

"Recep Tayyip Erdoğan AK Parti'nin omurgasıdır. Onun omurgası denmesi diğerlerinin hiçbirinin işlevi yoktur anlamına gelmez. Omurgayla diğerleri bir bütündür. Bir canlılığı ortaya koyar. Böyle bakmak lazım. Doğru olmamanın ötesinde hiçbir katkı sağlamayacak bir söylemin siyasi deneyimi olan bir arkadaşımızın tarafından söylenmiş olmasını yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. Bunun ötesinde bir eleştiriye girecek değilim. Onun ötesinde farklı bir söylem eleştiri pozisyonunda kendimi düşürmek anlamına gelir. Biz konuları konuşalım, tartışalım. Dışarıda söylenen bir şeyin mutlaka bize bir katkı sağlaması lazım. Biz millete hizmet etmek için ve milletin sorunlarını çözmek için bir araya gelmiş erdemliler topluluğuyuz. Her topluluğun bir lideri ve öncüsü olur. Bu erdemliler topluluğunun, geleceğimizin, AK Parti'nin de lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunun ötesinde farklı bir şey söylemenin bir anlamı olabilir mi? Böyle demenin de bir anlamı yoktur."

Yazıcı, Türkiye'nin bir hükümet modeli sorununun olduğuna işaret ederek, "Dünyada yönetimler üçe ayrılır. Diktatörlükler, monarşiler ve demokrasiler. Demokrasinin de hükümet modeli üçe ayrılır. Parlamenter hükümet modeli, yarı başkanlık ve başkanlık modelleri demokratik yönetimlerin hükümet modelleridir. Bizim anayasamıza baktığımız zaman hükümet modelimizi demokratik parlamenter rejim model olarak tanımlar. Nihayet onun kuramı, teorisi ve pratiği bellidir. Bizim anayasamıza dönüp baktığımız zaman anayasa parlamenter demokrasi hükümet modeli tanımını getirmiş olmakla birlikte cumhurbaşkanını yetkilendirmesi, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi gibi hususları dikkate aldığımızda parlamenter demokratik hükümet modelin ne teorisine ne de pratiğine uygun. Dolasıyla sorunlara yol açıyor" değerlendirmesinde bulundu.

- Başkanlık sistemi

2014 yılında cumhurbaşkanın doğrudan halk tarafından seçilmiş olmasının getirdiği yeni bir durumun olduğunu ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı bizim mevcut anayasamıza göre halk tarafından seçilir. İki defa seçilme hakkı var. Bir kişinin ikinci defa seçilme hakkı varsa o kişi doğrudan doğruya icranın içinde olacak demektir. İcranın içinde olmaksızın, dolaşmaksızın, terlemeksizin süre dolduktan beş yıl sonra halkın önüne gidip 'ey aziz milletim ben yeniden geldim beni seçin' diyemezsin. Ne yaptın ve ne için oy istiyorsun. Cumhurbaşkanımızın çok aktif olması ikinci defa anayasaya göre seçilebilir oluşunun da somut bir uygulaması. Dolasıyla bu onun siyasi haklarından birisi diye düşünüyorum. Bunları gidermek gerekir. Bunları yönetimleri verimli hale getiren denge denetlemeleri devrede olacak şekilde bu sorunları gidermek gerekir diye düşünüyorum. Anayasa bir taraftan cumhurbaşkanı sorumsuzdur, bir taraftan da çok, alabildiğine yetkiler verilmiştir. Modelimizi başkanlıktır yarı başkanlıktır ve benzer şeylerde ifade ediliyor. O çerçeveye getirmek lazım. Bu alana ilişkin çalışmalar başlatılmış ve belli bir düzeye kadar da gelmiş. Önümüzdeki günlerde tekrar oturup yeni yönetimle bilikte bir takvimi belirleyeceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız."

Yazıcı, dünyadaki başkanlık sistemlerinden belirli katkılar sağlayarak yeni bir model oluşturulabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Tartışamamak çok temel bir sorun. Biz bir aracın illa dizel ya da benzinli olması üzerinde düşünüyoruz. Ya dizel olacak ya da benzinli olacak. Ya ABD modeli olacak ya da Fransız modeli olacak. Biz oralardan esinleniriz. Uygun olduklarımızı alırız. Bizim çok tarihi zenginliğimiz ve geçmişimiz var. Bu uygulamalardan da belli katmanlar sağlamak suretiyle ortaya başkanlık veya yarı başkanlık modeli getirebiliriz. Bu hükümet modelleri parlamenter demokrasi, başkanlık ve yarı başkanlık prototip değil. Motamot bir yerde tasarlanmış üretilmiş ve belirlenmiş onu alırsın böyle bir şey yok. Bunlar tecrübedir, tecrübe birikimleridir. Tecrübe birikimlerinizi değerlendirirsiniz ABD başkanlık modelinden de esinlenirsiniz. Alacağınız hususlar var. Fransa'dan da alacağınız hususlar var. Bizim tarihi uygulamalarımızdan ve tecrübelerimizden de sağlayacağımız katkılar var. Ortaya hep birlikte yeter ki tartışabileceğimiz, müzakere edebileceğimiz ve sonuçta bu uygundur diyebileceğimiz bir modeli ortaya koyalım. Bunu biz birlikte yapalım. Olmuyorsa da biz önerimizi inşallah TBMM'de ya da milletimizin huzuruna götürüp kamuoyuyla paylaşacağız. "

Sıradaki Haber