TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "18 Mart'ta yapılan Türkiye - Avrupa Birliği zirvesinde 33 No'lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslı, Hollanda dönem başkanlığı dolmadan, ayın 30'unda müzakereye açılacaktır, bunun kararı verilmiştir. Hayırlı uğurlu olsun." dedi.
Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hükümet olarak çalışmalarının "dostlarımızı artıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız" hedef ve şiarıyla hız kesmeden devam edeceğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, "Sadece Rusya ve Mısır ile sınırlı değil, Akdeniz ve Karadeniz'i çevreleyen bütün komşularımızla dostane ilişkilerimizi geliştirmek en önemli hedefimiz, şiarımız olacak." diye konuştu.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma kararı almasıyla AB'nin yeni ve zorlu bir döneme girdiğini, Birleşik Krallık'ın ayrılışının AB tarihinde ilk ve önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu kararın toplumlar arası ilişkilerden ekonomiye pek çok alanda yansımalarını kısa sürede göreceğiz. Son yıllarda kendi değerlerinden uzaklaşan AB, şimdi bunun bedelini ödemeye başlamıştır. AB'nin de alınan karardaki mesajı iyi okuyarak, bundan sonra kucaklayıcı vizyon ve gelecek arayışında olması hayati önem taşıyor. Biz, Türkiye olarak her zaman Birliğin güçlenerek devamından yana olduk. Güçlü bir AB'nin yolu ise daha kapsayıcı, hoşgörülü, farklılıklara tahammülü olan bir vizyondan geçiyor.
İngiltere'deki referandum kampanyasında Birlikten çıkmak isteyenler de kalmak isteyenler de sık sık Türkiye üzerinden ayrımcı söylemleri ihmal etmediler. AB'deki bu sapmalar bırakın uzun vadeyi kısa vadede bile olumsuzlukları daha da derinleştirecektir. AB'yi var eden değerlerin düşmanı olan ırkçılık, İslam düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık gibi aşırılıklara karşı mücadele çok daha duyarlı bir şekilde sürdürülebilir. Bu konuda AB ne yazık ki yalnız değildir. Dünyanın çeşitli yerlerinden ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı giderek zemin kazanmaktadır. Politik ve popülist eylemlerin malzemesi olmaya devam etmektedir."
-33 No'lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslı açılıyor
Başbakan Yıldırım, ABD'deki başkanlık seçimleri öncesinde de sıkça görülen İslam karşıtı söylemlerden rahatsız olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, "18 Mart'ta yapılan Türkiye - Avrupa Birliği zirvesinde 33 No'lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslı, Hollanda dönem başkanlığı dolmadan, ayın 30'unda müzakereye açılacaktır, bunun kararı verilmiştir. Hayırlı uğurlu olsun." dedi.
İlgili bakanların 30 Haziran'da Brüksel'de hazır bulunacağını ve ilgili faslın açılışının gerçekleştirileceğini ifade eden Yıldırım, bu faslın açılmasıyla birlikte AB yolundaki çalışmaların daha da hız kazanacağını söyledi.
-"Devletlerarası sorunların reçetesi sadece adalettir"
Başbakan Yıldırım, dün akşam, AK Parti Genel Merkezi'nde büyükelçilerin, misyon şeflerinin ve semavi dinlerin temsilcilerinin geleneksel AK Parti iftarında bir araya geldiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"İlaç bulamayan Gazzelinin de yoksul Myanmarlının da sürgündeki Haleplinin de meselesi bizim meselemizdir. İnsanlığın bütün sorunlarının çözüm yolu adalettir. Devletler arası sorunların reçetesi sadece adalettir. Adaleti en temelinden sarsan şey ise yaşam hakkına yönelik saldırı, en yakıcı taraf ise topyekun saldırı yani terördür. Terörle mücadelede başarı için 'iyi terörist, kötü terörist' ayrımının ortadan kalmasının mutlaka gerekli olduğuna inanıyoruz.
Türkiye, teröre karşı gösterilen çifte standartlı tutumları senelerdir herkesin yüzüne açık açık söylüyor. Türkiye, demokrasi ve hukuk ilkesinden taviz vermeden, terörle mücadelesini sürdüren nadir ülkelerin başında geliyor. Uluslararası toplum, terörle mücadelede olduğu gibi göçmen krizinde de maalesef iyi bir imtihan veremedi. Suriye meselesi bunun en tipik örneğidir. Biz, büyük bir kararlılıkla insani vazifelerimizi üstlenirken dünya kamuoyu maalesef sadece bu çabaları seyretmekle yetindi. Hatta kimi tutumlarıyla sorunu daha da zorlaştırdılar."
-"3 milyon kardeşimiz için 11 milyar 700 milyon dolar bütçe kullandık"
Başbakan Yıldırım, 3 milyona yakın Suriyeliye evsahipliği yapan Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre dünyada en fazla göçmen barındıran ülke olduğuna dikkati çekerek, "Bu yükün paylaşılması gerekirdi. Çağrılarımızı yaptık ancak ne AB ne ABD ne de diğer gelişmiş ülkelerden beklenen desteği maalesef alamadık. AB ve ABD bu yüke omuz vermek zorundadır. Bugüne kadar bu 3 milyon kardeşimizin yaşam şartlarının iyileştirilmesi, eğitimlerinin, sağlık hizmetlerinin verilmesi, barınma hizmetleri gibi birçok alanda 11 milyar 700 milyon dolar bir bütçe kullandık. Uluslarası toplumun katkısı sadece ne kadar biliyor musunuz? Sadece 512 milyon dolar. Yani bizim yaptığımızın sadece 20'de biri." diye konuştu.
Türkiye'nin çevresinin, bölgesinin büyük bir istikrarsızlık ve kaos içerisinde bulunduğunu ancak Türkiye'nin "fırtınalı denizde sağlam, güvenli ve istikrarlı bir liman olmaya devam ettiğini" ifade eden Yıldırım, "Kurucu liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 2001'de yakmış olduğu meşale ülkemiz üzerindeki sis bulutlarını dağıttı, karanlığı aydınlığa dönüştürdü. Ümitsizlik ve çaresizlik içindeki milletimiz AK Parti iktidarında yeniden ayağa kalktı, yeniden diriliş, yeniden yükseliş inancını bütün milletimizle paylaştı. 14 yılda ülkemize, milletimize yaptıklarımız, AK Parti iktidarının ve AK Parti kadrolarının mutlak başarısıdır." dedi.
Başbakan Yıldırım, Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle büyük işlere, hizmetlere imza attıklarını, siyasi, ekonomik vesayet odaklarına boyun eğmediklerini anlatarak, "Demokrasiden, hukuktan bir an bile olsun ayrılmadık. Daha da ileri demokrasi ve hukuk devletine gelişmiş, kalkınmış Türkiye'ye ve vatandaşımızın refahı için gerekli reformları yaptık. Bütün kazanımlarımızı adil bir şekilde kardeşçe paylaşmayı önemsedik, öncelik verdik. Toplumun bütün kesimlerinin refahını artırmak için durmadan, yorulmadan, yılmadan çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)