TRABZON (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Türk lirası neden değer kaybediyor çünkü başkanlık iddiası ile Türkiye’yi istikrarsızlaştıran bir iktidar var." dedi.
Böke, CHP Trabzon İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi bir felaket yaşadığını ve daha da büyük bir felaketin ucundan döndüğünü söyledi.
Darbe girişimi gecesi, TBMM’de temsil edilen 4 siyasi partinin bir araya geldiğini ve temel mesajı, Türkiye’nin bir darbe karşıtı pozisyon alması ihtiyacı ve darbelerin tekrar etmemesi için Türkiye’nin çok hızla demokrasisinin güçlendirilmesi olan ortak bildirgeye imza attığını anımsatan Böke, “Ortak bildirgede, bu hain girişimi yapmış olanların mutlaka demokratik ve hukuk çerçevesi içerisinde cezalandırılması gerektiği ve Türkiye'nin böyle felaketler yaşamaması için o bombalar altında demokrasiyi işletmiş olan parlamentoyu güçlendirme sözü verildi.” diye konuştu.
Böke, siyasi partilerin özellikle de iktidarın, o gün demokrasi için canını vermiş olanlara bir demokrasi borcu olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Demokrasi borcunun da ilk gerekliliği, bu hain girişimi kim yapmışsa, kim bu girişimin olmasına imkan yaratacak ortamı hazırlamışsa onların mutlaka sorumluluğunun ortaya çıkartılıp, hukuk çerçevesi içerisinde cezalarının verilmesi gerekliliğidir. Eğer gerçek bir demokrasi inşa edeceksek önce bunu yapmamız gerekiyor."
Bu konuda herhangi bir adım atılmadığını savunan Böke, şöyle devam etti:
"Bize 15 Temmuz’un öğrettiği, demokrasinin daha çok güçlenmesi ihtiyacına karşı, maalesef iktidar bırakın demokrasiyi güçlendirmeyi, bu darbenin faillerini yakalayıp sorumluları ortaya çıkarmak için kurulmuş olan bir komisyonu dahi bu yönde işletmiyor. Oysa bir tane yapılması gereken acil iş var, o da Mecliste bütün siyasi partilerin bir araya gelmiş olduğu darbe komisyonunu hakikatli bir şekilde işletmek, ancak orada ne oldu? O darbe komisyonunun başına Fetullah Gülen’e övgüler dizmiş olan bir milletvekili atandı. O darbe komisyonuna samimiyetle geçmişe dair değerlendirmelerini yapmak üzere gelen eski bürokratlar, gazeteciler, askerler, yaptıkları açıklamalardan sonra karşılarında Başbakanı buldular. Başbakan, yapılan açıklamalardan rahatsızlık duyunca, gerçeği duymak istemediği için bu suç ortaklığı ortaya çıkmasın diye gerçeği söyleyenleri azarlamaya başladı.”
Böke, bir başbakana düşen en temel görevin, gerçeğin ortaya çıkartılması, gerçek ortaya çıktıktan sonra tespit edilen sorunların bir çözüme ulaştırılması için iktidar gücünün kullanılması olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bir başbakana düşen görev, komisyonların çalışmasını sağlamaktır. Oysa şu anda Başbakan komisyonun çalışmasını engelleyici, gerçeği konuşanları tehdit eden tavrı ile AKP-FETÖ suç ortaklığını esasında açıkça kabul etmiş oluyor, çünkü endişesi bu suç ortaklığının gerçeklerle birlikte ortaya çıkartılması. Çıkmasın diye gayret gösteriyorlar. O zaman bize düşen görev de Türkiye’nin bir daha böyle felaketler yaşamaması, darbelerle karşılaşmaması için Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi için önce bu komisyonun samimi bir şekilde işlemesini sağlamaktır.”
- "Türk lirası neden değer kaybediyor"
"Şimdi sanki bu iş çözülmüş gibi, Türkiye’nin bütün sorunları bitmiş gibi, olmayan bir sorun karşımıza çıkartılıyor ve bir Başkanlık tartışması yaratılıyor.” ifadesini kullanan Böke, burada bütün siyasi partilere Türkiye’nin gerçek sorunlarına çare üretmek için siyaset yapma görev düştüğünü söyledi.
Böke, Türkiye’nin gerçek sorununun Başkanlık olmadığını vurgulayarak, en temel sorunu işsizlik olan Türkiye'nin uzun bir zamandır fakirleştiğini, buna da kötü ekonomi politikalarının yol açtığını savundu.
Başkanlığın, bir tek adamlık iddiası olduğunu ileri süren Böke, şunları ifade etti:
"Bir tek adam iddiasının lafı dahi Türkiyeyi fakirleştirmektedir. Bakın hiç ortada yokken muhalefet partilerinden birinin isteği ile birden Türkiye, Başkanlık tartışmasına girdi. Başkanlığın adının geçtiği hafta, Türk lirası dolar karşısında ciddi bir değer kaybına uğradı. Ben bu ülkenin vatandaşı olarak kendi paramın değer kaybetmesinden rahatsız oluyorum. Şimdi Başbakan fütursuzca çıktı dedi ki 'Herşey de dolara bağlanmaz. Bu dolar iner, çıkar önemli olan kasaların dolması.' Bizde diyoruz ki o dolar inip çıktığı zaman belki sizin kasanız doluyor ama vatandaşın cebi eriyor, neden eriyor biliyor musunuz çünkü vatandaş Türk lirası ile para kazanıyor ama yaptığı bütün harcamalar dolara bağlı.”
Böke, geliri değişmeden, hiçbir şey değişmeden sadece bir tek adam iddiası ile Türkiye ekonomisinin istikrarlaştırıldığı için vatandaşın hayatının bugün daha pahalı olduğunu savunarak, "Kuruş kuruş zam görüyoruz benzin pompalarında. Neden çünkü Türk lirası değer kaybediyor. Türk lirası neden değer kaybediyor çünkü başkanlık iddiası ile Türkiye’yi istikrarsızlaştıran bir iktidar var. Bugün vatandaşın cebinin eriyor olması, mutfakta bir yangın olmasının tek müsebbibi var o da bu istikrarsızlığı yaratan tek adam iddiasıdır. O tek adam iddiasını ortaya koyan iktidar da o tek adam iddiasını destekleyen bütün siyasi yapılar da vatandaşın fakirleşmesinin en temel sorumlusudur." diye konuştu.
Türkiye’nin temel meselelerini konuşmak, uyarmak ve çözüm önerilerini de ısrarla ifade etmenin görevleri olduğunu dile getiren Böke, "Türkiye genç, müthiş bir coğrafyası olan bir ülke. Yeter ki bu toprakta rant değil bir gelir görsün, yeter ki insanda oy değil bir yoldaşlık görsün, yeter ki 'Ben değil önce Türkiye' desin. Bunu diyen bir iktidar olmadığı, bir tek adamın rüyası için kendini dahi yok etmeyi göze alan bir Başbakan olduğu için Türkiye maalesef bugün ne gencine bir yarın yaratacak ekonomik düzen kurabiliyor ne de bu yeşil doğadan bir üretim yapacak, ekonomik düzeni inşa edebiliyor." iddiasında bulundu.
- "Biz galiba MHP’nin söylemek istediğini MHP’den daha önce anlamışız..."
Böke, bir gazetecinin, "Başkanlık konusunda MHPye yönelttiğiniz eleştirilere tepki gelmişti ancak MHP içerisindeki muhalif milletvekillerinin, Başkanlık oylamasını kesinlikle referanduma götürmeyecekleri yönünde açıklamaları oldu. Bu konudaki düşünceniz nedir?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Açıkçası biz galiba MHP’nin söylemek istediğini MHP’den daha önce anlamışız, çünkü biz kendilerine, parlamenter sistemi güçlendirme mücadelesi verecekleri sözü ile aldıkları oyu hatırlattığımızda onlar da telaşla bize 'Hayır' diyeceklerini anlatma ihtiyacı duydular. Geçmişte verdikleri sözü hatırlamış olmalarından memnuniyet duyarız tabii. Biz başka partilerin değil, kendimizin ne yapacağını vurgulayalım, biz Türkiye'nin ihtiyacı olanın daha güçlü bir parlamenter sistem olduğu gerçeğini, 15 Temmuz'da yaşadığımızı hatırlatmayı önemsiyoruz. Bir tek adam iddiası ekonomik istikrarsızlığı doğuruyor. Bir tek adam iddiası ülkeyi terörle ve savaşla esasında bölüyor zaten. Gerçekten milliyetçiyseniz, hakikaten bu ülkenin bütünlüğüne bir değer veriyorsanız, gerçekten siz ülkenin bekasına dair bir endişe taşıyorsanız o zaman bize düşen tek bir görev var o da yeniden Türkiye’yi birleştirecek, istikrarsızlığın önüne geçecek parlamenter demokrasiyi güçlendirmektir. Bu sözü vermiş olan bütün siyasi partilerin de bu Türkiye bekası sorununu gözeterek siyasetlerini yürütmelerinin önemli olduğunu düşünüyoruz."
Bir gazetecinin "Mecliste Başkanlık referanduma götürüldüğünde 330 oyu aşacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna Böke, "Başkanlığın cebini yaktığını gördüğü sürece, bu Başkanlık iddiasının vatandaşın işsizliği anlamına geldiğini gördüğü sürece zaten bu Başkanlığı vatandaş istemiyor. Dolayısıyla tartışacak bir mevzu olmadığını düşünüyoruz." sözleriyle cevapladı.
- "Bir kahkaha atayım isterseniz, orada bırakayım"
Böke, bir gazetecinin, "Başbakan, FETÖ’nün kendi iktidarlarından önce palazlandığını, bu konuda kendilerinin bir sorumluluğu olmadığını, parti yönetiminde bir cemaatçi, FETÖ’cünün bulunmadığını söyledi. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Bir kahkaha atayım isterseniz, orada bırakayım. Başbakan neşeli ve sohbeti hoş bir insan ama bizim Başbakandan beklediğimiz biraz ciddiyet. FETÖ her yere girmiş. Okullarda var, adalet saraylarında var, emniyette var, askerde var ama ne hikmetse siyasette yok, AKP'de de hiç olmadığı söyleniyor. Şimdi bu ancak gülünerek karşılanabilir. Şu gerçeği de anımsatmak gerekiyor 2004'te MGK’nın yaptığı bir uyarı var, kendi imzaları var onun için gülüyoruz zaten. Çünkü kendi imzasını hiçe sayan, kendini ciddiye almayan bir Başbakanlık var. Biz o imzaları ciddiye alıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde 2004'te, AKP iktidarken Gülen cemaatinin yapılanmasının devleti ele geçirmek için çaba sarfettiği uyarısı o iktidarın bilgisi dahilinde, kendi imzasıyla kağıda dökülmüş zaten. 2004'ten beri bunu görmezden gelenlerin, bugün gelip siyaseti aklamaya, özellikle kendisini aklamaya çalışması gülmenin çok ötesinde çok sert bir cevabı hak ediyor esasında ama ben nezaketimi koruyacağım."
Öte yandan CHP Parti Meclisi Üyesi İdris Akyüz'ün de katıldığı toplantıda, CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör’ün Böke’yi konuşmaya daveti sırasında, "CHP Genel Başkanımız burada" demesi üzerine bazı partililer, “Genel Başkan yaptın, durun bakalım. Biz Genel Başkanımızdan memnunuz." dedi.
Bunun üzerine Böke ise "Biz de çok memnunuz. Öyle bir sorunumuz yok yani." ifadesini kullandı.