ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a yönelik kaset komplosuna ilişkin, "Ben bunu yapanın, kaseti Erdoğan'a izletenlerin Paralel Yapı olduğuna inanmıyorum. Farklı. Kim görüntüledi bilmiyorum ama bu görüntülerin Erdoğan tarafından izlendiğini gayet net, açık gördüm, izledim" dedi.
Kılıçdaroğlu, HaberTürk Televizyonunda canlı yayınlanan "Gündem Siyaset" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda yaptığı açıklamaları ve gelinen sürece yönelik değerlendirmeleri sorulan Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığı dışında bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunduklarını söyledi.
İktidarın önerisine göre, kendisinin ve diğer siyasi parti liderlerinin dokunulmazlığının kaldırılacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ama Davutoğlu'nun dokunulmazlığı kalkmıyor. Şimdi Davutoğlu niçin dokunulmazlıkların arkasına saklanıyor. Şu an hakkında fezleke yok ama yarın çıkabilir. Biz kendilerinin ve bakanların terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıklarına dair suç duyurusunda bulunduk, delilerimizi ekledik. Yarın bu dosya şu veya bu şekilde Meclis'e gelecek. Ama kendisinin dokunulmazlığı kalkmıyor. Ön yargıdan yola çıkarsanız bir sakatlığa zemin hazırlamış olursunuz. Bugün parlamentoda kavga oluyor. Bu kavgalardan en çok üzülenlerden birisi de benim. Bakın bizim milletvekillerimiz asla kavga etmiyorlar. Sağduyu çağrısı yapıyorlar."
"Dokunulmazlık paketine 'evet' diyeceklerinin" hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, bu konuda siyasi partilerin grup kararı almadığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, "sen evet, sen hayır diyeceksin" diye bir söylemde bulunmasının doğru olmayacağının altını çizdi.
Dokunulmazlıkların kaldırılması için hazırlanan metnin bu haliyle anayasaya aykırı olduğunu, kendisinin hükümet yetkililerine bu durumu bildirdiğini onların da bu konu üzerinde çalışacaklarını söylediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Komisyonlarda görüşülürken anayasaya uygun hale dönüştürülebilir." dedi.
"Dokunulmazlıkların TBMM'de kabul edilmemesi üzerine referanduma gidilebileceği" ihtimalinin hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "Siyasi iktidarın Türkiye'nin geleceğini düşünmesi gerekir. Toplumdaki aşırı kutuplaşmanın, bizim insanımıza zarar vereceğini kimsenin unutmaması gerekir. Toplumda derin yaralar, derin travmalara yol açabilir. Hepimizin oturup sağduyu ile düşünmesi lazım." ifadelerini kullandı.
-"Elimi sıkmasını beklemedim"
Anayasa Mahkemesindeki törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini sıkmasını bekleyip beklemediği sorulan Kılıçdaroğlu, "beklemediği" yanıtını verdi.
Makama saygılı olduklarını, devlet terbiyesi gördüklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı geliyor dendiği zaman doğal olarak ayağa kalkıyoruz. Ama bir kişi kininin tutsağı olursa bu tür tablolar ortaya çıkar. Gazeteciler de tahmin ediyorlardı ve bu tabloyu fotoğraflamak istiyorlardı. Fotoğrafı çekmek için konuşlandıkları yer de farklı bir yerdi zaten." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kalpazanlık suçlamasını yapanın kendisi olmadığını, başbakanlığı döneminde Erdoğan hakkındaki fezlekenin cumhuriyet savcısı tarafından hazırlandığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bunlar bu belgeleri görmüyorlar mı? Sen imzalamışsın. Bunu imzalıyor, TBMM'ye gönderiyor, 'kalpazanlıkla beni suçluyor' diyor. Suçlayan ben değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhuriyet savcısı dosyanı almış, suçlamış" dedi.
Yaşananlar karşısında "Devletin çivisi çıkmış zaten" yorumunu yapan Kılıçdaroğlu, "Başbakanın etkisiz eleman konumuna geldiği bir ülkede devlet mi var Allah aşkına. Terör örgütünün şehirleri silah deposuna çevirdiği dönemde Valilere 'dokunmayın' diyen bir devlet olabilir mi? Hangi devletten söz ediyoruz. Hukukun üstünlüğü olduğu bir devlette bu rezilliklerin hiçbirisi olmaz. Tam bir rezalet. Çıkan çiviyi yine bu devlet çakacak." değerlendirmesinde bulundu.
- Erken seçim söylemleri
"Erken seçim ihtimalinin" sorulduğu Kılıçdaroğlu, Türkiye'de erken seçimin işaretlerinin var olduğunu, ancak Başbakan Davutoğlu'nun, 'erken seçimden söz etmek ihanet olur' şeklindeki açıklamasının da bulunduğunu söyledi.
Bu yönetim tarzının Türkiye'yi her an farklı bir noktaya taşıyabileceğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Biz zaten çalışıyoruz. Türkiye'nin hukuk sisteminin güçlenmesi, parlementer sistemin güçlenmesi için zorunlu gördüğümüz değişiklikleri gittiğimiz her yerde paylaşıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'nin temel sorunları konusunda siyasi parti liderlerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne davet etmesi halinde gidip gitmeyeceği sorulan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin temel sorunlarını çözme konusunda ana aktörün TBMM olması gerektiğini söyledi. Bu konuda da ana aktörün TBMM Başkanı'nın olması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Madem ki bu Meclis'e biz 'Gazi Meclis' diyoruz, madem ki 'kurucu meclis' diyoruz, madem ki sorunun çözümünde ta başından beri parlamento olmalıdır dedik, parlamento başkanının bu konuda aktif rol üstlenmesi lazım. Şu anda Beştepe sorunun kaynağı. Şimdi sorun kaynağı olan bir yerde siz sorunun çözümünü bekleyemezsiniz." ifadelerini kullandı.
- Terörle mücadele
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleştirilen terörle mücadele faaliyetlerini güvenlik açısından destekleyip desteklemediği sorulan Kılıçdaroğlu, gayrimeşru bir organın eline silah alıp şu veya bu şekilde devlete meydan okumasını asla kabul etmeyeceklerini vurguladı. Bunun doğru olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Şu söyleme de karşıyım, 'efendim taraflar silahları bıraksınlar' birisinin adı zaten 'Silahlı Kuvvetler' Silahlı kuvvetler nasıl silah bırakacak. Dünyanın hangi ordusu silah bırakmış? Gayrimeşru zeminle meşru zemini bir araya getirirseniz işte bu sorunlar ortaya çıkar. Baştan beri söyledik, 'yaptığınız yanlıştır, bu yol sorunu çözmez, büyütür' dedik. 'Siz anlamazsınız' dediler. 'Tamam' dedik. 'Kredi açıyoruz, buyrun çözün' dedik, 'sizin kredinize ihtiyacımız yok' dediler. 'Sorunu çözersen vallahi, billahi gelip seni tebrik edeceğim' dedim, 'biz çözeceğiz' dediler. Buyrun hangi noktaya geldik. Daha vahim olan bir şey var, terör örgütü orada 'vergi daireleri' kurdu. Resmen makbuzla, kendi kaşesiyle vergi topluyordu. Mahkemeler kurdular 'adalet' dağıtıyorlardı."
Terör örgütüne müdahale edilmesine izin verilmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Biz boşuna 'terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyor bu hükümet' demedik. Bildiğimiz için söylüyoruz. Bu konuda devletin arşivinde yüzlerce dosya vardır. Bakın bundan ötürü bizim hakkımızda bir suç duyurusunda bulunmuyorlar, korkuyorlar. Mahkemeye verseler bütün o dosyaları mahkemeye getireceğiz, vermiyorlar." dedi.
-"Bütün baskıları uyguluyorlar"
"Bunca etkileyici vaatlere rağmen, neden CHP yüzde 25 bandında oy alıyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin en temel sorunlarına en sağlıklı çözümleri getiren CHP'dir. Bir toplumu kısa bir süre içinde değiştirmek, dönüştürmek kolay değil. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında Türkiye'nin gündemi farklı bir alana yöneldi, güvenlik ön plana çıktı" yanıtını verdi.
CHP'nin toplumun her kesimine gidip aydınlatmak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, partisinin yeni projeler üretip, bunları açıklaması gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, iktidarı destekleyen kanalların, CHP'ye yer vermediğini öne sürdü.
"Türkiye'nin en eski partisi olan CHP'nin de medya gücünün olması gerekmez miydi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "İktidar partisi bunu devleti kullanarak yapıyor, baskı unsuru oluyor. RTÜK'ü kullanıyor. Kimse kusura bakmasın ama yanına MHP'yi de almış durumda. Ne istiyorlarsa yapıyorlar, gözdağı, ceza, baskı, ilan verip vermeme, bütün baskıları uyguluyorlar. Bunların tamamı yasa dışı, hukuka aykırı" şeklinde konuştu.
- "Kahraman'ın koltuktan çekilmesi lazım"
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili açıklamalarının hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, bu konuda hiçbir çevreden destek almayan Kahraman'ın görevinden ayrılması gerektiğini savundu.
Meclis başkanlığı koltuğunun, "güven sorunu" koltuğu haline geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Düşünün, 'Anayasa, dindar bir anayasa olmalıdır' diyorsunuz, ne Cumhurbaşkanı ne Davutoğlu ne kendi partisi ne de muhalefet partileri hiçbiri buna 'evet' demiyor. O koltuktan çekilmesi, ayrılması lazım. Ayrılırsa saygınlığını belki korur." değerlendirmesinde bulundu.
"Kahraman'ın daha sonra düzeltme yapması sizin için tatmin edici olmadı mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Görüş açıklayabilir ama o koltuktan ayrılmak kaydıyla. Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek bir maddesi konusunda, açık ve net 'burada bu sözcük olmamalıdır' diye düşünce ifade ediyorsa, o koltuktan ayrılması lazım. Bulunduğu konum, bunu söylemeye uygun bir konum değildir." şeklinde karşılık verdi.
Laikliğin bütün inançların güvencesi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Osmanlı'da da şu veya bu şekilde laik bir düzenin olduğunu, insanların inançlarına müdahale edilmediğini kaydetti.
-Baykal'a yönelik kaset komplosu
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın laiklikle ilgili açıklamaları sizi memnun etti mi?" sorusunu yanıtlarken Kılıçdaroğlu, "Doğru. Doğruya 'doğru' demek lazım." dedi.
"CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kendisine yönelik kaset komplosuyla ilgili 'O dönemin başbakanına ve Kemal Kılıçdaroğlu'na sorun' dedi. Baykal, 'Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bu kaseti izlediğini gördü' diyor. Bu konuda ne dersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen bir fotoğrafı göstererek şu yanıtı verdi:
"Doğru, kaseti gördüm. Kaseti izlerken fotoğrafı bu. Kasetin başında, gözlüğü masada, gözlüğünü alıyor, takıyor ve kaseti izliyor. Yanında bir başka kişi daha var. Kaseti izlerken, dizüstü bilgisayardan izliyor. Dizüstü bilgisayarların tam ortasında bir kamera vardır, o kamerayla Erdoğan videoya çekiliyor, konuşmaları da var orada. Kendisine o kasetleri servis edenler, aynı zamanda Erdoğan'ı da videoya alıyorlar. Ben bunu yapanın, kaseti Erdoğan'a izletenlerin Paralel Yapı olduğuna inanmıyorum. Farklı. Kim görüntüledi bilmiyorum ama bu görüntülerin Erdoğan tarafından izlendiğini gayet net, açık gördüm, izledim, fotoğrafı da bu. Gördüğümde genel başkandım. 'Böyle bir kaset olduğu' söylendi bana. Gerçekten var mı dedim. 'Evet' var' dediler, getirdiler, koydular ve ben izledim bunu. Erdoğan burada samimi değil."
O dönem bir gazetenin, "Erdoğan'ın, bu kaseti kim yaptı diye MİT'e bul emri verdiğine" dair haber yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Böyle bir talimatın verilmediği sonra açığa çıktı. Çünkü bu talimat MİT'e verilse, MİT herhalde bulur ama bu talimat MİT'e verilmedi. İkili oynandı." diye konuştu.
-"Başbakanın talimatıyla oldu"
Kılıçdaroğlu, "Kasetleri izliyor Erdoğan. O dönem Başbakandı. Bir başbakana yakışır mı böyle kaset izlemek? 'Başka şeyler de var, iki gün sabredin, iki gün sonra daha net görüntüler de elde edeceğiz' diyor. Bunu başbakana söylüyor yanındaki kişi." ifadelerini kullandı.
"Başbakana bu görüntüleri kim servis etti?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Başbakanın talimatıyla bunlar oluyor. Başbakanının talimatı olmasa, birisi gelip o görüntüleri başbakana servis eder mi? Başbakana servis ederken 'iki gün geçtikten sonra daha net görüntüler elde edeceğiz' diye söyler mi?" yanıtını verdi.
Bunu kimin yaptığına dair soruya Kılıçdaroğlu, "Devlet bizim emrimizde değil ki" şeklinde karşılık verdi.
"Baykal ne demek istedi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir kumpas var ortada doğru ama bu kumpas Erdoğan'ın bilgisi dahilinde. Erdoğan, 'böyle bir kaset yoktur' diyebilir mi merak ediyorum." diye konuştu.
-"Baykal'a anlattım"
"Baykal, sizinle ilgili birşey mi ima ediyor?" sorusuna karşılık, Kılıçdaroğlu, "Yok, hayır. Bu olayı Sayın Baykal da biliyor. Kasetin, Erdoğan'ın bilgisi dahilinde kendisine servis edildiğini Baykal da biliyor." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Açık ve net söylüyorum; Erdoğan'ın bilgisi dahilinde bu yapılmıştır, Erdoğan'a servis edilmiştir. Eğer başbakan ahlaklı birisi olsa bu servisi kendisine getirenleri aynı gün görevden alır" şeklinde konuştu.
"Kaseti seyrettiğinizi Baykal'a anlattınız mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Anlattım, Sayın Baykal'ın da bilgisi var. Kısa süre sonra kendisine anlattım." yanıtını verdi.
"Baykal'a ve partinize bu operasyon niye yapıldı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Bunu Erdoğan'a sormak lazım" diye cevapladı.
- "MİT'e talimat verilmedi"
Konunun aydınlatılması için MİT'e herhangi bir talimat verilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bunu kendisine en yetkili kişinin söylediğini kaydetti.
"Neden böyle birşey yapıldı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sözle, akılla, mantıkla yenemediğiniz bir olayı nasıl yaparsınız? Bel altına inerek yapmaya çalışırsınız. Siyasi ahlakta ciddi bir yozlaşma var" karşılığını verdi.
"Kaseti izlettiren kişi siyasetçi mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Siyasetçi" dedi.
"Bu bir Paralel Yapı operasyonu değil mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "O zaman bunlar paralel çalışıyorlardı, bilemem ki ben onu. Zaten beraber değiller miydi?" yanıtını verdi.
(Bitti)