17 °c

CHP Grup Başkanvekili gündeme dair açıklamalarda bulundu

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Fetullahçı Terör Örgütüne yönelik başlatılan mücadeleye ilişkin, "Yıllardır söylediğimizin gerçek olmasından büyük bir üzüntü duyarak ve AKP iktidarının da yıllardan beri kolladığı bu yapıyı görmesinden dolayı tam bir destek vereceğimizi şimdi de ifade ediyoruz. Ama FETÖ ile mücadele adı altında birçok kesimin de aynı kapta eritilmesine CHP...

Politika Haberi
CHP Grup Başkanvekili gündeme dair açıklamalarda bulundu
CHP Grup Başkanvekili gündeme dair açıklamalarda bulundu

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Fetullahçı Terör Örgütüne yönelik başlatılan mücadeleye ilişkin, "Yıllardır söylediğimizin gerçek olmasından büyük bir üzüntü duyarak ve AKP iktidarının da yıllardan beri kolladığı bu yapıyı görmesinden dolayı tam bir destek vereceğimizi şimdi de ifade ediyoruz. Ama FETÖ ile mücadele adı altında birçok kesimin de aynı kapta eritilmesine CHP kayıtsız kalamaz" dedi. Gök, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında CHP'nin, Türkiye'nin normalleşmesi yolunda büyük katkı sağladığını bildirdi. CHP'nin bu çabalarının bugüne kadar bir karşılık bulmadığını üzüntü ile gördüklerini belirten Gök, "15 Temmuz gecesi, demokrasiye tehditti, siyasi partilerin tümüne bir tehdidi, Türkiye'nin anayasal kuruluşlarına bir tehdit ve darbeydi. CHP daha o gece darbenin nasıl sonuçlanacağını bilmeden milletvekilleriyle, genel başkanı ve tüm üyeleriyle gövdesini ortaya koyarak, Türkiye demokrasisini büyük bir tehlikeden kurtarmaya katkı sağlamıştır." ifadesini kullandı. AK Parti iktidarına el uzattıklarını, ancak olağanüstü hal kapsamında çıkarılan ilk kararname sonrasında Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Binali Yıldırım'a bir mektup gönderdiğine değinen Gök, şöyle devam etti: "Bu mektupta çıkarılan ilk kararnamenin yetkisini aştığını, olağanüstü halin gerekli kıldığı konuların dışına taştığını, bunun zaman, konu ve kapsamıyla anayasada tarif edilen çizgisinin dışında bir kararname olduğunu, bundan sonra çıkarılacak kararnamelerde bunlara dikkat edilmesini ve çıkarılacak kararnamede ilk kararnameden doğan aksaklıkların giderilmesini istemiştir. Sayın Başbakan bunun üzerine kendisine bundan sonra yapacakları çalışmada bir güvence vermiştir." Bize 30 bine aşkın mağduriyet ulaştı Gök, ortada olağanüstü bir tablonun olduğunu, FETÖ ile sonuna kadar savaşılması gerektiğini, CHP'nin bu mücadelede her türlü desteği vereceğini vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi: "Yıllardır söylediğimizin gerçek olmasından büyük bir üzüntü duyarak ve AKP iktidarının da yıllardan beri kolladığı bu yapıyı görmesinden dolayı tam bir destek vereceğimizi şimdi de ifade ediyoruz. Ama FETÖ ile mücadele adı altında birçok kesimin de aynı kapta eritilmesine CHP kayıtsız kalamaz. Bugün gelinen noktada hükümetin çıkardığı kanun hükmünde kararnameler artık o darbe gecesini ve Yenikapı ruhunu aşan kararnameler olarak ortada duruyor. Özellikle kararnamelere baktığımız zaman, çıkarılan ihraçları incelediğimizde fevkalade üzüntü verici manzaralarla karşılaşıyoruz. Türkiye'nin birçok bölgesinde Eğitim-Sen'e, Eğitim-İş'e, KESK'e kayıtlı öğretim üyeleri ve öğretmenlerin de bu kapsama alındığını görüyoruz. Bize 30 bine aşkın mağduriyet ulaştı. Ortada hepimizin yakından tanıdığı pek çok isim var ortada. KESK üyesinin FETÖ ile ne alakası vardır. CHP veya başka muhalefet partisi üyesinin FETÖ ile ne ilgisi vardır." FETÖ ile alakası olmayan birçok kişinin bu kapsamda değerlendirildiğini savunan Gök, hayatı boyunca solcu yaşamış, AK Parti üyesi olmuş, MHP'li olmuş pek çok kişinin FETÖ'cü damgası yediğini bildirdi. Bunun kolay aşılabilecek bir tablo olmadığını, bunu Türkiye'nin taşıyamayacağını belirten Gök, şu ifadeleri kullandı: "İlk kararname çıktığı zaman bin 200'e yakın okul kapatıldı, ikinci kararnamede baktılar ki yanlış yaptılar bunlardan 55 tanesini daha sonra tekrardan açtılar. Böyle bir devlet idaresi olabilir mi? Kapatılan ve daha sonra açılan o okulların itibarı, velilerin, öğrencilerin, öğretmenlerin durumlarını kimse düşünmeyecek mi? Bu insanların uğradıkları hak kayıpları ne olacak? Bir üniversitenin rektör yardımcısı bana, 'Muhtemeldir ki şu anda da FETÖ'cü kadrolar FETÖ'cü olmayanları ihbar etmek suretiyle bir karışıklık çıkartıyorlar. Bizim de kafamız allak bullak' dedi. Bugün de Cumhurbaşkanlığı ile ilintili bir danışmanın ifade ettiği hususun artık tüm berraklığıyla ortaya çıktığı bir tablo yaşıyoruz." FETÖ üyesi kim varsa hepsinin hak ettiği cezayı almasını istediklerini ancak yapılan yanlışların da üzerine gidilmesi gerektiğine dikkati çeken Gök, bu mağduriyet tablosunun insan hak ve hürriyetlerine aykırı olduğunu söyledi. Gök, Türkiye'nin olağanüstü hal dönemini bir şekilde aşacağını, hukukun herkes için var olduğunu, kimse için değişmeyeceğini belirtti. Gök, "14 Mart 2014 tarihinde bir madde ile dershane, etüt merkezi gibi yerlerde 6 yıl süreyle çalışmış öğretmenlere KPSS şartı aranmaksızın sözlü sınavla MEB'e atanma hakkı verilmişti. Biz bu kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdük ve mahkeme bunu 2015 yılında iptal etti. Şimdi son çıkan kanun hükmünde kararname ile bunu aynen aldılar. Ülkenin en üst yargı organının iptal ettiği bir konuyu kanun hükmünde kararname ile yeniden getirilirse siz hukuk devletinden bahsedebilir misiniz? Nedir bu, 'Olağanüstü hal süresince istediğimi yaparım, kimse karışamaz' mantığı. Öyle değil" ifadesini kullandı. Olağanüstü hal kapsamında FETÖ'ye yönelik çıkarılan kararnamelerin amacını aştığını savunan Gök, kararnamelerde FETÖ ile alakası olmayan bir çok uygulamanın yer aldığını söyledi. Torba kanun hükmündeki kararnamelerle karşı karşıyayız Maarif Vakfı ile ilgili kararın da bu kararnamede yer aldığına işaret eden Gök, şu değerlendirmelerde bulundu: "Maarif Vakfı üyelerinin bir tanesi eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, bir tanesi Ensar Vakfı'nın sürekli konuşmacılarından, bir tanesi AKP'nin eski milletvekili, yine bir tanesi AKP'nin milletvekili aday adayı, bir tanesi MEB Müsteşar Yardımcısı, bir tanesi ise eski Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı... Tablo bu, liyakata bakın. Oldu mu? AKP olağanüstü hal kararnameleri ile fırsatçı bir anlayışla devlete yön vermeye çalışıyorsa bu yol iyi bir yol değildir. Bu manzaradan vazgeçiyorlar mı? Hayır. Biz AKP'ye 'torba yasa getirmeyin' derken torba kanun hükmündeki kararnamelerle karşı karşıyayız. Herşey var içinde. Olağanüstü hal kendi süresiyle sınırlıdır. Yapılan değişiklikleri kalıcı hale getiriyorlar. Biz bu nedenle olağanüstü hal kararnamelerinin olağanüstü halin kapsamı, süresi ve amacı dışında olan bülümleri ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvurma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunu hukuk devleti ilkesini korumak için yapıyoruz." Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks'in olağanüstü hal kapsamında çıkarılan kararnameler ile ilgili hazırladığı raporunu da paylaşan Gök, rapora göre Türkiye'yi olumsuzlukların beklediğini savundu. Gök, rapora göre, Türkiye'yi önümüzdeki süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurular nezdinde dünya tarihinin rekor tazminat davalarının beklediğini öne sürdü. Gök, iktidar partisinin gelinen süreçte muhalefet partileri ile yakın ilişki kurması gerektiğini, ancak yapılan yanlışların uyarılara rağmen devam etmesi halinde CHP'nin muhalefet görevini yerine getirmesinin de doğal olduğunu belirtti. Ülkenin kırılganlık noktasında hükümete yönelik yapıcı önerilerin dikkate alınmasını beklediklerini vurgulayan Gök, "Onlar işlerini doğru yapacaklar, biz de kendi işimizi doğru yapacağız. Beraber olacağımız zamanlar mutlaka olacaktır. Yapıcı önerilerimizi dikkate almalarını da bekliyoruz." dedi. Milletvekillerinin dokunulmazlık konusu Levent Gök, bir basın mensubunun milletvekili dokunulmazlıklarına yönelik sorusu üzerine, ülkenin geçtiği kırılgan noktada başka tartışma alanlarının yaratılmaması gerektiğine işaret etti. Dokunulmazlık konusunda soruşturmaları yürüten hakim ve savcıların çok daha dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Gök, "15 Temmuz gecesi siyaset kurumu çok önemli bir görev yapmıştır. Türkiye'nin başka kırılganlıkları taşıyabileceği alan bulunmamaktadır. Çok dikkatli olunması gerekiyor." dedi.

Sıradaki Haber