Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde teknoloji bağımlılığı vardı. Erdoğan konuşmasında üstüne basa basa "Çiftçimizin, memurumuzun, bilim insanlarımızın, kadınımızın, erkeğimizin, başarıya odaklanması lazım. Gençlerimizin kendilerine özellikle güvenmelerini hedefliyoruz. İnternet kafeler vardı şimdi iş evlerde kurulur hale geldi. Artık internetler eve yerleşti. Zehir evin içine girmiş vaziyette. Hocalarımız bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelası. Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Eğer 2 yaşında hatta daha geri bakıyorsunuz çocuk elindeki telefonla nasıl onun esiri oluyor. Duygular eğer elimizdeki telefonun esiri haline gelmişse bu bizim için tehdittir. Buna karşı yeni nesilleri yetiştirmemiz lazım." açıklamasında bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
"4 bilim ödülü ve 11 teşvik ödülü verildi. Yapılan titiz değerlendirmeler sonucunda bu yıl bilim kategorsinde ödüle layık görülen temel bilimlerden İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Reşat Apak ile Bilkent Üniversitesi'nden Doç dr. Fatih Ömer İldayı, mühendislik bilimlerinde Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Civelek'i, sosyal bilimlerde ise Koç Üniversitesi'nden Sumru Altuğ'u gönülden tebrik ediyorum.
TEMEL MESELE ZİHNİYET MESELESİ
Nasıl oldu da bilim ve teknoloji konusunda bu kadar geriye düştük. Kimileri buna maddiyat diyor, bazıları problemi beşeri sermayede arıyor... Son 2 asırda yaşadığımız geri kalmışlığı maddiyatla, bütçe ile insan kaynağı ile açıklamak eksik olacaktır. Ben burada temel meselenin zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. 'İcat çıkarma', 'eski köye yeni adet getirme' ifadeleri olumsuz deyim olarak dilimize bile yerleşti. Batı karşısında ezik, ilerlemeyi batıya öykünmekte gören, öte yandan kendi değerlerine karşı da nobran kuşaklar yetişti. Biz bile alfabemizde 'yat yay uyu, uyu uyu yat' bununla yetiştirildik. 'Çalış çalış, oku oku' denmesi gerekirdi.
PETROLÜ VE PARASI OLANLARI GÖRÜYORUZ
Şu an petrolü ve parası olanları görüyoruz.Kudüs meselesinde dolarlar işi halledebildi mi? Tek tek telefon edip tehdit ettiler. Ama 128 ülke sen benim irademi dolarla satın alamazsın dedi. Bize hep karamsarlık pompalandı. İman varsa imkan da vardır.15 yıldır karamsarlık anlayışını değiştirmek için çaba gösteriyoruz. Toplumun tüm kesimlerinin başarıya odaklanması lazım. Gençlerimizin önce kendilerine güvenmelerini hedefliyoruz.
ÜSTÜNE BASA BASA UYARDI: BÜYÜK TEHDİT
Çiftçimizin, memurumuzun, bilim insanlarımızın, kadınımızın, erkeğimizin, başarıya odaklanması lazım. Gençlerimizin kendilerine özellikle güvenmelerini hedefliyoruz. İnternet kafeler vardı şimdi iş evlerde kurulur hale geldi. Artık internetler eve yerleşti. Zehir evin içine girmiş vaziyette. Hocalarımız bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelası. Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Eğer 2 yaşında hatta daha geri bakıyorsunuz çocuk elindeki telefonla nasıl onun esiri oluyor. Duygular eğer elimizdeki telefonun esiri haline gelmişse bu bizim için tehdittir. Buna karşı yeni nesilleri yetiştirmemiz lazım.
MİLLETİMİZ TANKIN ALTINA YATACAK KADAR İNANÇLI
Uzay üssü ile kendi uydumuzu da fırlatmanın yolunu arayacağız. Hedeflediğimiz şekilde milletimizi hayalini kurduğu otomobili ile de buluşturacağımıza inanıyorum. Bize verilen sınırları, prangaları parçalayıp atmamız gerekiyor. Milletimiz 15 Temmuz gecesi İstiklal Marşı'nı sadece söylemekle kalmamış bizzat yaşamıştır. 15 Temmuz gecesi göğsünü namlulara siper eden, tankın altına kendini atacak kadar inançlı... Bu genç, işte bu gençlerin yapamayacağı hiçbir şey yok. Ben bu gençlere inanıyorum. Ben bu genci yurt dışına gönderdim, dil yapıyor, vs...
KENDİ SİLAHLI İHA'MIZI YAPAR HALE GELDİK
Başta ABD olmak üzere onlardan İHA isterdik, bize derlerdi ki Kongre'den izin çıkmadı. Tamam da nasıl bir stratejik ortağız. Niye Kongre'den izin çıkmıyor. Ama ne oldu, kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Biz şimdi silahlı İHA yapar hale geldik. Bu İHA'larımız 32 bin fite kadar çıkıyor. Daha da güçlü olanların üretir hale geldiler, geliyorlar. Siyasi bağımsızlık, ekonomik ve teknolojik açıdan desteklenmedikçe kağıt üstünde kalmaya mecburdur. Sizlerin de projeleri ile başarı çıtasını daha da yükselteceğimize inanıyorum. "