Sözcü gazetesine yönelik geçen hafta başlatılan FETÖ soruşturması kapsamında Gazeteci Fehmi Koru tanık olarak ifade verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na tanık sıfatıyla ifade veren Koru'nun ''Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay bana 'Burak İsviçre’de cemaate ait bir evde yetişti' dedi'' dediği iddia edildi.
Sabah Gazetesi'nden Nazif Karaman'ın haberine göre, 24 Nisan 2010 tarihli Yeni Şafak gazetesinde "Taha Kıvanç" mahlas ismiyle kaleme aldığı ve "Burak Akbay'ın FETÖ evlerinde yetiştiği" iddiasıyla ilgili yazısı sorulan Koru, 1990'lı yıllarda Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay'ın, oğlu hakkında kendisine söylediklerini anlatarak şunları söyledi:
''Burak Akbay'ın yine gazetecilik yapan babası Ertuğrul Akbay ile bir gezi sırasında sohbetimiz olmuştu. Ertuğrul Akbay, bana oğlu Burak'ın 'İsviçre'de cemaate ait bir evde kaldığını, o sayede doğru düzgün yetiştiğini' övgü ile anlatmıştı. Yıllar sonra Burak Akbay'ın ani bir yükseliş sergileyerek Sözcü gazetesini açması bana tuhaf gelmişti.Baba Ertuğrul Akbay'ın bana 90'lı yıllarda bahse konu sohbetinde 'Oğlum dinine bağlı, muhafazakâr değerlere sahip biridir' demesine rağmen Sözcü gibi aşırı muhalif bir gazetenin patronu olmasını ben mantıklı bulmamıştım. Bu nedenle Yeni Şafak'taki yazıyı kaleme aldım. Bu yazımdan sonra Ertuğrul Akbay beni cep telefonumdan aradı. Yazıyı yazdığım için beni eleştirdi. Ben de kendisine 'Burak Akbay kendi imzası ile bir cevap verirse bunu gazete köşesinde yayımlayacağımı' söyledim. Kendisinin söylediklerini yayımlamamı istedi. Ben de 'Muhatabım sen değilsin, Burak Akbay açıklama gönderirse gönderdiği yazıyı köşeme taşırım' dedim. Bu yazımla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi. Ben cemaatin muhalefeti de kontrol altına alıp gerektiğinde hükümete sert muhalefet yapmak için bu gazeteyi kurdurmuş olabileceğini düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım.''
Akbay ise Koru'nun iddialarını “7 yıldır neden yalanlamadın” şeklinde gelen eleştirilere yanıt verdi. 'Adalete sığındım netice alamadım' diyen Akbay şunları kaydetti: “Ben, demokrasiye ve basın özgürlüğüne inanan bir kişiyim. Aynı zamanda gazete sahibiyim. Sadece kendi işimi, yani gazetecilik yaparım. Beni çok yakınlarım dışında kimse tanımaz. Gözönünde olmayı sevmem. Elimi kolumu sallayarak sevdiklerimle birlikte sokakta rahatça yürüyebilme özgürlüğünü severim. Şahsımla ilgili bir konuda kendi gazetemde, kendi haberimi yaptıracak karakterde bir insan da değilim. Kendi gazetemi, bu tür asılsız suçlamalara cevap vermek için kullanmak istemedim. Özellikle adi bir iftira olduğuna beni tanıyan herkesin şahitlik edeceği, böyle aşağılık bir suçlamaya kendi gazetemi asla ve asla alet etmek istemedim. Hakkımda yazılanların tek bir satırı bile doğru değildi. Ben de bir vatandaş olarak hakkımı, Türk adaletinde aradım. Adalete olan inancım eksiksizdi. İftiraya, (iftira) demesi ve iftirayı atanların cezalandırılması için yargıya sığındım. Bu konuda davalar açtım ama tamamından (ifade özgürlüğü) gerekçesiyle netice alamadım. Ama artık bıçak kemiğe dayandı. Hakkımda verilen gözaltı kararı nedeniyle konuşmaya karar verdim. Bana atılan iftiraları, belgeleriyle çürüttüm; hepsinin yalan olduğunu ispatladım. SÖZCÜ'nün 10 yıllık arşivi herkese açıktır, yaptığımız yayıncılık ortadadır. Atatürk ilkeleri, cumhuriyet ve demokrasiye bağlılığımızın başta okurlarımız olmak üzere milyonlarca tanığı vardır. Kimin FETÖ'cü olduğu, kimin bu sinsi örgütü büyütmek için kalem oynatıp çaba harcadığı ortadadır. Karar kamu vicdanındır.”
TÜRKİYE'YE DÖNMEYECEK Mİ?
Öte yandan Akbay'ın, Türkiye'ye dönmeyi düşünmediğini söylediği ileri sürüldü. Londra'da Alman Haber Ajansı DPA'ya açıklamalarda bulunan Akbay, "Türkiye'ye dönersem tutuklanırım" dedi. Akbay, FETÖ ile ilişkisinin olmadığını iddia etti.