TBMM (AA) - Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde Kürdistan adıyla herhangi idari ve coğrafi bir birim bulunmamaktadır. Sayın milletvekillerinin bu ibareleri kullanırken daha özenli davranmasını özellikle istirham ediyorum" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Roman vatandaşlarla ilgili sorunların araştırılması amacıyla verdiği Meclis Araştırması önergesinin bugün görüşülmesi önerisi ele alındı.
Öneri hakkında söz alan HDP Siirt Milletvekili Besime Konca, hükümetin temsil ettiği faşizm, yok sayma, inkarcılık zihniyetinin beyinlerden ve yüreklerden silinmediği takdirde ne Roman ne Alevi halkın ne sınıfsal olarak ezilen kimliklerin ve cinslerin ne de Kürt sorunun çözümünün imkansız olduğunu savundu.
Konca, konuşmasında şu iddialarda bulundu:
"Hendek siyasetini, çukur siyasetini yapan bu hükümettir. 'Ajandamız var, biz başka ajandalara bakmayız' diyorsunuz. 'Sokak sokak, mahalle mahalle, ev ev temizleyeceğiz' dediniz. Siz Suruç'ta kamp kurdunuz, toplama kampları yaptınız Naziler'in yaptığı gibi. Okulları kamp yaptınız. Halkı spor salonlarına topladınız. Kaç mahallede hendek var? Ankara katliamı yapıldığında hendek mi vardı? Suruç katliamında bunlar mı vardı? Siz ki elini öptüğünüz, eteğini öptüğünüz, göbeğinde büyüdüğünüz cemaati bile kendi içinizde terör örgütü yaratan bir güçsünüz.
Yaptığınız katliamların haddi hesabı yoktur. Bunları görmek zorundasınız. Taş kesilmiş vicdanınızı, taş kesilmiş beyninizi hangi faşizmin...Siz çukur kazmıyorsunuz, siz insanları hendeklere gömmüyorsunuz, asit kuyularına atmıyorsunuz. Siz sokaklarda kurda kuşa yem etmek için bırakıyorsunuz."
- "Lütfen temiz bir dille konuşun"
Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, Konca'yı, "Lütfen temiz bir dille konuşun, kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmeyin" sözleriyle uyardı.
Herkesin tabi, bağlı olduğu bir anayasa ve Meclis İçtüzüğü bulunduğunu belirten Aydın, İçtüzüğün ilgili maddesinin konuşma üslubunu çok net bir şekilde ifade ettiğini söyledi ve bu maddenin içeriğine değindi. Aydın, şunları söyledi:
"Efendim 'faşist' derseniz, 'nazi' derseniz, başka şeyler derseniz siz bundan gocunmaz mısınız? Bu konuşma üslubu bütün milletvekilleri için geçerlidir, sadece bir grup için değil. Sayın milletvekilleri bu süreçte özellikle kürsüde sıkça Kürdistan kelimesinin kullanıldığını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin merkezi ve mahalli idareler yapılanması esasları Anayasa'nın 126 ve 127. maddelerinde net bir şekilde düzenlenmiştir. Bu esaslar dahilinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde Kürdistan adıyla herhangi idari ve coğrafi bir birim bulunmamaktadır. Kaldı ki Kürdistan ifadesinin tarihi bir terim olarak kullanılmasından ziyade Türkiye sınırları içerisinde bir bölgeyi, ayrı bir egemen hukuki veya siyasi varlık içinde gösterir şekilde farklı anlamlara yol açabilecek tarzda zikredilmesi de doğru değildir. Sayın milletvekillerinin bu ibareleri kullanırken daha özenli davranmasını özellikle istirham ediyorum."
Aydın'ın konuşması MHP ve AK Parti milletvekilleri tarafından alkışlandı.
- "Ben bu dili kınıyorum"
AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, bu dilin, bu üslubun, bu tarzın bir çıkış, bir arayış için imkan ve fırsat vermeyeceğini belirterek, "Aksine açılması muhtemel yolları tıkamak için adeta kastı mahsusayla özenle seçilmiş bir dile tekabül eder. Ben bu dili kınıyorum" dedi.
Bu kavramların, bu kadar hoyratça ve bu kadar rahatça kullanılmasını Meclis çatısı altında anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Çakır, şunları söyledi:
"Konuşmacı bizi faşistlikle suçladı. Faşizm nihayetinde batıda ortaya çıkmış bir rejimin, ideolojinin adıdır. Bizim faşizm olarak adlandırmış olduğumuz çoklukla ve biraz da yanlış bilinerek daha çok Almanya'da Hitler'e tekabül eden bir şeydir. Irkçılıkla sosyalizmin bugün bu ülkede tekabül ettiği bir ideoloji, bir siyasi hareket arıyorsanız bunu görmemek için kör olmak gerekir.
Katliam kelimesi bu kadar basit bir kelime midir? Bir devletin milletini, halkını katletmesinden söz ediyorsunuz. Nasıl bunu bu kadar rahat söyleyebilirsiniz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin halkını katlettiğini nasıl söyleyebilirsiniz?
Son olarak kimsenin elini öpmedik, kimsenin eteğini öpmedik ve kimsenin göbeğinde büyümedik. Öpmeyiz, büyümeyiz."
- "Tarih, insanlık bunu böyle yazıyor"
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Siz şu anda bir zamanlar katliamla suçlamış olduğunuz muktedirlerin yerine geçtiğiniz için devleti kutsallaştırdınız. Bugün bir faşizm uygulama, bir katliam konsepti vardır. Bu sıralarda oturan hangi birimiz Roboski'nin bir katliam olmadığını iddia edebilir? Suruç'ta, Diyarbakır'da, Ankara'da olan şeyin katliam olmadığını iddia edebilir?" dedi.
Cenazelerin sokak ortasında bırakıldığını ve kurda kuşa yem edildiğini iddia eden Baluken, "Bütün bu uygulamaların tamamı sivil halka yönelik açık bir faşizm, katliam uygulamasıdır. Tarih, insanlık bunu böyle yazıyor" diye konuştu.
Bu arada CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu da kürsüden, çadırda yaşayan ve donarak ölen Romanların fotoğraflarını gösterdi.
Öneri kabul edilmedi.
Genel Kurul'da, HDP'nin, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı ile ilgili verdiği Meclis araştırma önergesinin gündeme alınması da görüşüldü.
Önerge üzerinde konuşmalar sırasında sataşmadan söz alan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Paris'ten Silopi'ye kadar elinize kan bulaşmıştır, Kürt kadınının kanı bulaşmıştır. Şu anda, konuştuğumuz saat itibarıyla Cizre'de beyaz bayrakla dışarı çıkan 12 yaşındaki bir çocuk sizin talimatlandırdığınız güvenlik güçleri tarafından katledildi" iddialarında bulundu.
AK Parti'li milletvekilleri, bu sözlere tepki gösterirken, AK Parti Grup Başkanvekil Coşkun Çakır, söz alarak, "Bugün ölen çocuğumuz dahil olmak üzere yüz kere, bin kere, milyon kere tekrar edelim ki hiç kimse ama hiç kimse bunu savunamaz, bundan memnuniyet duyamaz. Ancak, Sayın Baluken'in, çıkan bir çatışmada bile ölen çocuğun sorumlusu olarak bizi göstermesi kadar abes bir şey olamaz. Kaldı ki siz nereden biliyorsunuz güvenlik güçlerinin kurşunuyla olduğunu, anında rapor mu alıyorsunuz?" diye sordu.
Öneri kabul edilmedi.